Türkiye, son yüzyılda hızlı ve köklü bir değişim sürecinin içerisindedir. Bu değişimin doğasına ilişkin farklı görüşler bulunmaktadır ve bu görüşler etrafında çeşitli ideolojik gruplar oluşmuştur. Toplumun değişimi nasıl algıladığına bağlı olarak, bu sürecin nasıl yönlendirilmesi gerektiği konusunda çeşitli yaklaşımlar ve hedefler de ortaya çıkmıştır. Türkiye’de aydınlar bu değişimin rastgele bir şekilde gerçekleşmesine izin vermek istememektedirler. Tam aksine, kendi inançlarına ve hedeflerine uygun bir şekilde bu değişimi şekillendirmek ve kontrol altına almak istemektedir. Yani, toplumun bu değişim sürecini yönlendirmeye çalışmaktadırlar (Turhan, 2020). Bu isteklerin temelinde, Türkiye'nin köklü bir kültür mirasına sahip olmasının yattığı görülmektedir. Bu Millî kültür, zamanla parçalanmış ve zayıflamış olsa da hala değişime karşı bir direnç sergilemektedir. Ancak, pek çok insan, bu Millî kültürün mevcut haliyle yetersiz olduğunu ve iyileştirilmesi gerektiğini düşünmektedir. Çünkü tarihsel değişim sürecinde pek çok hatalar da yapılmış ve toplum, kültürel olarak derin krizler ve tarihi kırılmalar yaşamıştır.