İnsani yardım operasyonları, krizlere müdahalede kritik bir rol oynasa da geleneksel yaklaşımlar genellikle kaynak tahsisi yetersizlikleri, şeffaflık eksiklikleri ve paydaşlarla sınırlı etkileşim gibi sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu çalışma, dijital çözümler ve yapay zekâ tabanlı teknolojilerin, vakıflar ve sivil toplum kuruluşlarına odaklanarak insani yardım iş akışlarını optimize etmedeki dönüştürücü potansiyelini incelemektedir. Çalışma, önde gelen insani yardım kuruluşlarından on uzmanla yapılan yarı yapılandırılmış görüşmelere dayanan nitel bir metodolojiyle gerçekleştirilmiş olup, saha gözlemleri ve belge analiziyle desteklenmiştir. Araştırma, dijital platformların entegrasyonu, IoT ve GPS sistemleri aracılığıyla gerçek zamanlı izleme, kaynak tahsisi için öngörücü analizler ve şeffaflık ile hesap verebilirliği artırmak için blockchain tabanlı sistemler gibi temel temaları ele almaktadır. Bulgular, teslimat sürelerinde %30’luk bir azalma gibi lojistik verimlilik artışlarının yanı sıra, yapay zekâ destekli karar verme ile kaynak tahsisinin iyileştirilmesi ve şeffaf raporlama mekanizmaları sayesinde bağışçı güveninin artması gibi önemli operasyonel faydalar ortaya koymaktadır. Bununla birlikte, yüksek uygulama maliyetleri, veri kalitesi sorunları ve değişime direnç gibi zorluklar, stratejik planlama ve paydaş katılımının önemini vurgulamaktadır. Bu engelleri ele almak için çalışma, kapasite geliştirme, ölçeklenebilir modüler sistemler ve sürdürülebilirliği sağlamak için yenilenebilir enerji çözümlerinin entegrasyonuna vurgu yapan kapsamlı bir çerçeve önermektedir. Sonuç olarak, teknoloji sağlayıcıları, bağışçılar ve insani yardım kuruluşları arasında iş birliğini teşvik etmenin, geleneksel uygulamalar ile yenilikçi teknolojik çözümler arasındaki boşluğu kapatmada gerekliliği vurgulanmaktadır. Bu araştırma, dijital teknolojilerden yararlanarak daha verimli, şeffaf ve dayanıklı insani yardım sistemleri oluşturmak için uygulanabilir öneriler sunmakta ve STK’lar ile vakıflara makine öğrenimi ve birlikte çalışabilir platformlar gibi yenilikçi teknolojileri benimsemeleri için bir yol haritası sağlamaktadır. Dijital dönüşümün benimsenmesiyle insani yardım operasyonlarının daha hassas, hızlı ve kapsayıcı hale gelerek ihtiyacı olan savunmasız topluluklar için sonuçları iyileştirebileceği gösterilmektedir.