Din ve liderlik kavramları arasındaki ilişki söz konusu olduğunda, kendi içerisinde aynı kavşak noktasına bağlanan tarihsel ve aktüel birçok problemi birbiri ile içiçe geçmiş bir şekilde karşımızda görebiliriz. Din kurucusu ya da peygamberler üzerinden dine göndergeleri olan “lider” kavramından başlayarak nübüvvetin içerimlerinin işaret ettiği liderliğe, aynı zamanda tarihsel süreçte dini gruplaşmaların liderlerine, dinden referans alan liderlik kavramı kadar, liderlerin din anlayışı, din-devlet ilişkilerini içerimleyen geniş bir tartışma alanı bulunmaktadır. Doğrusu böyle bir çalıştayın üst başlığı olan “din ve liderlik” ilişkisinin problem olarak tartışılması, ister tarihsel sürece göndermeleri isterse aktüel olaylara işareti baz alınsın, son kertede bugünkü sorunlara eğilmeyi icbar etmektedir. Bu durumda “konuyla ilgili çağdaş nedir?” şeklindeki bir soruya verilecek cevaplarla başlamak uygun olacaktır. Birincisi, liderliği geleceğe de projeksiyonla konuşacaksak, acaba din faktörü liderlik için ne kadar önemlidir? Hiç şüphesiz burada “liderlik” kavramını en alt düzeyden en üst düzeye kadar tüm farklı toplumsal katmanlar için de düşünmek gerekir. Dolayısıyla ailede liderlikten, topluluk, dernek liderliğine ve nihayet bir ülkenin liderliğine kadar farklı düzeyde liderlerle din ilişkisi tartışılmalıdır. Diğer yandan lider dolayımlı olarak din ve devlet ilişkileri de aktüel tartışmalar arasındadır. Ayrıca imparatorlukların ardından ulus-devlet şeklindeki yapılanmalar özelde İslam dünyasında farklı ülkelerde liderleri de birer tecrübe olarak karşımıza çıkararak arşive stoklamaktadır. Nihayet dini grupların liderleri de sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel açıdan özellikle tartışılması gereken bir problematik alan gibi görünmektedir.